Gebelikte Oruç Tutmak
Oruç, İslam dininin gereklerinden ve Müslümanlara farz kılınan ibadetlerden biridir. Gebelikte oruç tutma konusu, bebek ve anne adayına etkileri açısından bilimsel çalışmalarda ne yazık ki çok fazla yer bulamamıştır. Bunun nedeni ise, bu tür çalışmaların, etik kurallara aykırı olmasıdır. Konuyla ilgili yayınlanan çalışmalar daha çok, kendi isteğiyle oruç tutmaya devam etmiş kişilerden elde edilen verilere dayanmaktadır. Bu durum ise, gebelikte oruç tutma konusunu askıda bırakmakta ve merak konusu halinde olmaya devam ettirmektedir.
Hamilelikte oruç tutma konusunda bilimsel veriler yukarıdaki bahsi geçen nedenlerden dolayı eksik olmasına karşın, gebelikte kan şekerinin düşme eğiliminde doğal olarak artış olması ve büyümekte olan bebeğin ihtiyaçlarının her geçen gün artması nedeniyle, birçok uzman doktor tarafından, gebelik ve emzirme dönemi oruç tutmak için uygun bir dönem olarak kabul edilmez.
Gebelikte Oruç Tutulur mu?
Normalde insanlar açlığa uzun süre dayanabilir. Ne var ki bu durum, gebelikte üçte bir oranında azalmaktadır. Anne adaylarının sıklıkla merak ettikleri konu ise dinen hamilelikte oruç tutulup tutulmayacağıdır. Dinimizde, gebelik ve emzirme dönemindeki kadınlar için oruç yükümlülüğü hafifletilmiştir. Birçok ilahiyatçı, gebelik ve emzirme dönemlerinde tutulması gereken orucun, daha sonraki bir zamana kaza olarak bırakılabileceğini vurgulamaktadır.
Gebelikte anne adayları, hem kendileri hem de bebekleri için daha fazla miktarda kalori, protein, mineral ve vitamine ihtiyaç duyarlar. Gebelik ve emzirme dönemi, beslenme ve sıvı alımının istikrarlı bir şekilde düzenli sürdürülmesinin son derece önemli olduğu bir dönemdir. Gebelikte vücutta şeker kullanımının artması sonucunda kan şeker düzeyleri düşer ve daha sık acıkılır. Şeker seviyesini sabit tutabilmek için sık ve küçük porsiyonlar halinde beslenilmesi gerekir. Gebelik döneminde gün içine eşit olarak dağıtılmış 4-6 öğünde beslenilmeli ve sıvı alımına dikkat edilmelidir.
Oruç tutulması durumunda ise bu prensibe uymak zordur. Beslenmenin sürekli olmaması düşük kan şekeri seviyelerine, düşük şeker seviyesi ise yağ hücrelerinin yıkımına, bu da kanda keton miktarının artmasına neden olur. Keton miktarının kanda artmasının ve bebeğe geçmesinin nörolojik ve psikolojik yan etkileri ise çok iyi bilinmemekle birlikte, yıllar sonra bazı yan etkilerinin olabileceğinden söz edilmektedir.
Hamilelikte oruç tutmanın zararları ve bu yan etkilerin yanı sıra, gebelikte vücudun sıvı ihtiyacı artar. Bu nedenle gebelikte sıvı alımının da arttırılması gereklidir. Sıvı alımındaki azalma veya sıvı kaybının artması (terleme, ishal…), annenin böbrek fonksiyonlarını, kan basıncını ve sonunda bebeğin içinde yüzdüğü amniyon sıvısını etkileyebilir. Bu nedenle oruç tutan anne adayının gebelikte yeterli kalori ve sıvıyı alamaması veya aldığı halde vücudun mevcut bazı hastalıkları nedeni ile bunları gün içine düzgün yayamaması durumunda genel bir halsizlik, yorgunluk, tansiyon düşmesi, baş dönmesi, sinirlilik, ağızda kuruluk, az idrara çıkma, kabızlık, ateş yükselmesi gibi yan etkiler ortaya çıkabilir.
Sahur ve iftar saatlerinde gereğinden fazla besini depolama çabası da anne adayında hazımsızlık, kilo artışı gibi şikayetlere neden olabilir. Aç olarak (sahur yapmadan) oruca başlama isteği ise daha ağır yan etkilere yol açar. Az sıvı alımına cevap olarak terleme azalacağından, vücutta toksik maddelerin birikimi artar. Kapalı giysiler ile sıcakta dolaşmak, yorucu hareketler yapmak veya sıcak ortamlarda çalışmak da bu gibi yan etkileri ağırlaştırır.
Gebelikte Kimler Oruç Tutamaz?
Toplumumuzda, birçok anne adayı bilinçsiz olarak veya kulaktan dolma bilgilerle, oruç tutmakta ve özellikle yazın sıcakta ve 16-17 saati bulan uzun ramazan günlerinde oruç tutarak, kendi ve bebeklerinin sağlıklarını zora sokmakta, riske atmaktadır. Gebelik öncesinde gizli kalmış veya anne adayının farkında olmadığı birçok hastalık, oruç ile birlikte açığa çıkarak anne adayının kendisini ve bebeği zora sokabilir. Bu nedenle, gebelikte oruç tutmak isteyen anne adayları, doktorlarının denetiminde, diyet danışmanlığı da aldıktan sonra oruç tutmaya başlamalıdır.
Peki hangi anne adayları kesinlikle oruç tutamaz?
- Anne adayında, şeker hastalığı, kalp hastalığı veya hipertansiyon, böbrek, bağırsak, karaciğer veya mide hastalığı varsa,
- İshal ve kusma gibi rahatsızlıklarda, vücut toleransı azalacağından istenmeyen yan etkilerin ortaya çıkmaması için, bu gibi durumlarda,
- Oruç ile birlikte bebeğin gelişiminde bir değişiklik, problem gözleniyorsa,
- Anne adayının gebeliğini takip eden uzman doktor, oruç tutulmasını uygun görmüyor ve önermiyorsa,
- Anne adayı uzun süreli açlığa karşı dirençli değilse,
- Anne adaylarında uzun süre açlığa bağlı olarak mide bulantısı ve kusma, mide ekşimesi veya yanması gibi rahatsızlıklar beliriyorsa, kendisi ve bebeğinin sağlığı için, anne dayı oruç tutmamalıdır.
Emzirme döneminde de sıvı ve besin alımının düzenli ve yeterli olması önemlidir. Gebelik için sayılan oruç tutmanın yan etkileri, emziren anneler için de geçerlidir. Bu dönemde oruç tutuluyorsa özellikle sıvı ve vitamin desteği ihmal edilmemelidir. Aksi durumda ek besin gereksinimi artacak bu da bebeğin emdiği süt miktarının azalmasına, sütün daha az salgılanmasına hatta erken kesilmesine neden olacaktır.Gebelikte Oruç Tutarken Nelere Dikkat Edilmeli?
Özellikle yaz aylarına denk gelen oruç zamanlarında oruç tutan anne adaylarının çok daha dikkatli olması gerekmektedir. Güneşin yoğun olduğu saatlerde dışarı çıkılmaması, iftar ve sahur vakitleri arasında vücuda gereken sıvının alınması, iftarda birden ve hızlı bir şekilde yemek yemekten kaçınılması gibi dikkat edilmesi gereken birçok nokta, anne adayları için ramazan ayının çok daha sağlıklı geçmesini sağlayacaktır. Ayrıca anne adayları;
- Gün içinde oluşabilecek halsizlik, baş dönmesi gibi durumları en aza indirmek için anne adayları mutlaka sahura kalkmalıdır.
- Sahurda hafif ve tok tutan, protein bakımından zengin besinler yenmelidir.
- Uzun süre tok kalabilmek ve kabızlığı önlemek amacıyla, 4-5 dilim kepekli ekmek ve yanında sıvı alımına dikkat edilmelidir.
- İftarda birden ve hızlı bir şekilde yemek, anne adaylarının asla yapmaması gereken bir durumdur. İftar 2-3 öğüne bölünmeli, su ve hurma ile oruç açılmalı, daha sonraki vakitlerde parça parça yemek yenmelidir.
- İftar menüsünde de sahurdaki gibi hafif besinler yer almalı; yoğurt veya salata gibi besinler tüketilmelidir.
- Gündüz saatlerinde ve sıcak havalarda daha fazla dinlenmeli, terleme yoluyla sıvı kaybı azaltılmalıdır.
- Yorucu egzersiz veya kapalı giysilerle sıcakta yürüyüş yapılmamalıdır.
KadınlaHerşey.com