Çocuğu Aşağılamak, Hakaret Etmek Kimin Haddi?
Annenin ve babanın çocuğu sürekli aşağılaması ve azarlaması çocuğun dış dünyada istismarına yol açabiliyor! Çocuğu sürekli eleştirmek güven duygusunu zedelemekle kalmaz, onu toplum içinde silikleştirir ve yok eder.
Çocuklarımızın her zaman mükemmel, zeki, çalışkan, disiplinli, temiz vs. olmasını isteriz. Çoğu zaman onlara yaşam alanı ve fırsatı vermeden, onları kalıplara ve normlara sokmaya çalışırız. Oysa çocuklarımız özellikle gelişim çağında, onaylanmaya, destek almaya ihtiyaç duymaktadır.
Çocuk, Anne Babanın Tuvalidir
İnsan, anne karnından ilk dünyaya temas ettiği andan itibaren beyaz bir tuval gibi üzerinde oluşan her rengi, kiri, lekeyi, boyayı, tozu içine hapseder. Ressamların tuvaller üzerinde silme işlemi yapamadığı gibi insanların doğumdan itibaren (ki daha öncesi de vardır) beyinlerine (bilinçaltlarına) kodlanan hiç bir bilgi silinmemektedir. Ressamlar tuvalde istem dışı olan boyayı, yahut değiştirmek istedikleri boya katmanının üzerini yine farklı bir boya ile hem kapatmış hem değiştirmiş olurlar.
Çocuklar önce anne babasının (yahut kimin yanında büyüyorsa) dokunuşlarıyla öğrenirler dünyayı. Anne baba bebeğin düşüncelerine nasıl dokunursa, neler söyler, yanında neler konuşur, ne gibi tutumlar sergilerse; bebekler bunları bembeyaz tuval olan beyinlerine işlerler. Ve her işlenen duyum, dokunum, hareket ve eylemler kalıcı olarak yerini bir sonrakine bırakır.
Çocuklarınıza küçüklükten itibaren onur kırıcı, aşağılayıcı, yüz kızartıcı, üzücü söz ve eylemlerde bulunursanız çocuklar bunları da kaydederler. Ve daha sonraları onu kucağınıza alıp sevmenizi, başını okşamanızı kaydetseler de altta (boyanın alt katmanında) diğer olumsuz ifade ve davranışlarda yer alıyor olacaktır. İşte çocukların beynine kaydedilen bu olumsuz tutumlar, onların ileride “insan” olarak toplum içinde yerlerini almaya çalıştıklarında karşılarına çıkacak ve onları farkında olarak, belki olmadan bu olumsuzluklar üzerinden yönlendirecektir.
Hakaretten İstismara!
Bebeklik döneminden itibaren çocuğa söylenen her hakaret içerikli ifadeler “artı üzerine artı” şeklinde depolanır onların beyninde. Örneğin, toplam kaç kere kendisine “aptal” denilmişse beyin bunun sıklığını bilir. Çocuğa her başarısız eyleminde “işte bak yine olmadı, aptal gibisin…!” demek onun hanesine “artı bir aptal” şeklinde eklenmiş olacaktır. Bu şekilde her olumsuz ifadeler, hakaretler birikmeye devam edecek ve okul çağına gelen çocuklarda bu sorun daha çok ortaya çıkacaktır.
Okul hayatında aptal kelimesinin sıklıkla beyninde kodlanmış olan çocuk, bir gün öğretmeninin yada arkadaşlarının gayri ihtiyari ve sorumsuzca söyledikleri “aptal” lafını artık beyninde yer alan bütün aptal kelimelerinin sağlaması olarak değerlendirip onaylayacaktır. Kötü olan, bu durum kendisini aptal hissetmesine neden olacak ve zamanla bunu kabulleneceği için karşı tarafa “hayır asıl aptal sensin!”, “hem bi kere ben aptal değilim ki..!” tabirinde karşılık bile vermeyi gerek görmeyecektir. Oysa ki ev dışı çevrede çocukların birbirine aptal demesi olağan bir durumdur. Yanlıştır ama neticede onlar çocuktur. Ancak bu sözcüğü üzerine alan çocuklarla, bu sözcüğe karşılık verip hiç oralı bile olmayan çocukların arasında, işte geçmişte kodlanan bu gibi sorunlar vardır.
Bu durumdan daha vahim olan ise, meselenin sadece bir aptal kelimesinin kabullenilmesi örneğindeki gibi olmamasıdır. Çocuk istismarları aile içi şiddet ve hakarete, aşağılamaya maruz kalan çocukların en büyük sorunu olmaktadır. Bir kelime üzerinden “kabullenme duygusu gereği duyan” çocuklar (erkek yada kız), kötü sözlerin de ötesindeki eylemleri dahi karşı tarafın kendi üzerlerindeki hakkı olabileceğini sanıp onların her eyleme hakkı olduklarını düşüneceklerdir.
Çocuklara en basitinden tembel, aptal, asalak, düzensiz gibi kelimeler bile onların hayatını mahvetmeye yetiyor. Onları dikkat eksikliğine, motivasyon bozukluğuna, ilgisizliğe, karamsarlığa ve öz güven eksikliğine götürüyor.
Anne babanın bu olumsuz tutumlarından uzaklaşan çocuklar kendilerini gelişen sanal aleme verip kandırılmaya ve ne yazık ki her türlü kötü alışkanlıkları edinmeye açık hale geliyorlar.
Aptal olanın çocuklar olmadığı kesin, o halde aptal kim?
Ebeveynler tertemiz beyne sahip bembeyaz bir tuval gibi olan çocukların hangi tecrübe neticesinde kötü sözleri hak ettiklerini düşünmezler. Oysa ki bütün kötü hakaretler ebeveynlerin kafasındadır. Ve onların bildiği ve farkında oldukları anlamlardır. Bir çocuğa hakaret etmek, aşağılamak onun öyle olduğunu kanıtlamaz. Sorun ebeveynlerde. Sorun; çocuk yetiştirmenin nefes almak gibi, yemek yemek gibi basit görülmesi ve çocuğu yetiştirmek için her şeyi yapma hakkına sahip olunduğu kanısındadır.
Çocukların hayatına saygı göstermek zorundayız. Onları aşağılama cür’eti ne kadar dışarıdaki çevreye hak değilse, bizimde kendi çocuğumuzu aşağılama ve hakaret etme cür’etimiz olamaz.