Aile İçi Şiddetin Etkileri ve Sonuçları

Aile içi şiddet, toplumumuzda yaygın bir sorun. Sonuçları itibari ile kadınları ve çocukları daha çok etkilediği görülen bu olaylar, uzmanlar yardımı ile aşılmaya ve aileler bilinçlendirilmeye çalışılsa da bitmek bilmiyor. Şiddetin etmenleri çok. Sadece geçim sıkıntısına da indirgenmeyecek büyük bir sorun.

Herşey Bir “EVET” İle Başlar Aslında…

Mutluluğumuzu daim kılmak, sevdiğimiz insanla bir ömür aynı yastığa baş koymak için, ona tüm fedakarlığımız ve sadakatimizle bağlı kalmak için, bir cevaba tüm hayatımızı sığdırırız; ‘Evet!’

Bin bir umutla atılan imzalar, kurulan yuvalar, çekilen sıkıntılar, gün geliyor da nasıl kabusumuz haline geliyor? Aile içi şiddet üzerine her gün gazetelerde boy boy haberler görmek artık bizi şaşırtmıyor. Olağan bir durum olarak algılanan bu vahim durum, neden kaynaklanıyor? Elbette sosyolojik veya psikolojik, hatta çevresel yığınla sebep sunabiliriz. Ancak kayıtlara geçen, istatistiksel verilerden bahsetmekte yarar var.

İzmir Adli Tıp Kurumu darp raporu istatistikleri, Türkiye’deki aile içi şiddetteki korkunç tabloyu bir kez daha gözler önüne serdi. 2015’in ilk 3 ayında darp raporu için başvuran 4 bin 600 kişiden 2 bini aile içi şiddet mağduru! Bu kişilerin yüzde 90′ ını kocasından dayak yiyen, şiddet gören kadınlar! En fazla darp raporu alan kişilerin de trafikte münakaşa esnasında yaşanan arbede sonucu yaralananlar!

Aile içi şiddet çoğu zaman büyüklerin kışkırtmaları ile tetikleniyor!

Bunun en çarpıcı örneği, geçtiğimiz hafta Adli Tıp’tan darp raporu alan ev hanımı N.K (35) oldu. Talihsiz kadın kayınpederinin torunu sürekli çizgi film izlediği için oğluna; ‘karın oğlunu kayırıyor, laf söyletmiyor’ diyerek şikayet etti. Bunu üzerine kocası tarafından şiddet görerek elmacık kemiği kırıldı.

Kadınlar şiddete (mecburen) sessiz kalıyor!

Yüzü tanınmaz hale gelen kadın, savcılığa şikayette bulundu. Ancak; yetkililerin kadın sığınma evine yerleştirilme teklifini ise hem kocasından korktuğu için hem de ekonomik özgürlüğü olmadığı için kabul etmedi.

‘Ölümümden eşim, annesi ve babası sorumludur!’

Bu sözler geçtiğimiz günlerde Adana’da eşi M.Ş.’den gördüğü şiddet nedeniyle 7. kattan atlayıp intihar eden T.Ş’ ye ait..

T.Ş veya N.K. .. Adı her ne olursa olsun kadınlarımız, eşlerinden, kimi zamanda eşlerinin ailesinden, ölümü kurtuluş sayacak derecede şiddet görmektedir. Bu bahsettiklerimiz sadece istatistiksel verilerle açığa çıkan örneklerden bir kaçı.. Ya bilmediklerimiz, ya susturulanlarımız, ya hakkını savunmaya fırsat bulamadan öldürülenlerimiz?

Aileler ve özellikle çocuklarımız bilinçlendirilmeli!

Geleneksel toplum yapısı ve ataerkil düşünce, erkeklerin kadınlar üzerinde hakimiyet kurmalarını meşru kılmakta, kimi zaman boyutu şiddete hatta ölümlere uzanan oldukça üzücü sonuçlar meydana getirmektedir. Bu nedenle özellikle çocuklarımıza insanca yaşama ve birbirimize saygı çerçevesinde bir yaşam sürme adına ciddi bilgiler verilmeli, aileleri de bu konularda bilinçlendirmeliyiz.

Aile içi şiddetin sosyolojik veya psikolojik, her ne sebepten olursa olsun, nedenleri uzman kişiler tarafından araştırılmalı ve gereken kurtarıcı çalışmalar yapılmalıdır. Bu konuda Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’na ciddi sorumluluklar düşmekte, beklentiler her geçen gün artmaktadır.

Şiddete maruz kalma durumunda destek almaya yönelik “Şiddet Danışma Hattı” ile ilgili yazımızı okuyabilirsiniz.